Öne Çıkan Yayın

Tüm Detaylarıyla Online Diyet

   Diyet, herhangi bir sağlık kurumuna gidip size özel şekilde planlanmadan elinize tutuşturulan bir "LİSTE"yi uygulamak değildir...

1 Şubat 2017 Çarşamba

SEN DİYETE UYMA, DİYET SANA UYSUN

   Diyet denince insanların aklına pazartesi başlanan, o akşam baş ağrılarıyla seyreden, salı günü sonlandırılan hatta bunların yanında bir sıkıyönetim süreci gibi geliyor. ‘Bu hafta günüm var, evlilik yıl dönümüm var, bu ay tatile gideceğim’ gibi bahanelerle sürekli
erteleniyor, ertelendiği için de bu sorun hiç bitmiyor, sürekli karşımızda. Halbuki diyet yapmak da diyete başlamak da bu kadar zor değil. Özel günler, tatiller, seyahatler olabilir; aksaklığa gerek yok veya korkuya ve bunu bir yük olarak görmeye gerek yok. Çünkü benimsenmesi gereken önemli bir nokta var: Siz diyete uymayın diyet size uysun. Diyet sizin hayatınıza ve alışkanlıklarınıza uysun böylece sürekli başlanıp bitirilen, sonuçsuz bir süreç olmaktan çıksın. Eğer bir uzman desteği alırsanız bu sürecin bu kadar zor olmadığını ve hayal kırıklığıyla sonuçlanmadığını siz de göreceksiniz. Ama şöyle de bir sorun var ki maalesef biz toplum olarak diyetisyeni tanımıyoruz, diyetisyeni hep son çare olarak görüyoruz, bir bilene danışılmadığı için de bunu hep sorun olarak görüyoruz ve ömür boyu uğraşmak durumunda kalıyoruz.
   Diyetin uygulanabilir olması ve devamlılığı çok önemlidir. Ben de hastaneye gittiğimde herkese verilen bir fotokopi diyet listesinden nasiplenen bireylerin yerinde olsam o diyeti yapasım gelmez veya yapsam da devamı gelmez. Çünkü diyetin ne kalorisi size uygundur ne de o menü ve yiyecekler sizin alışkanlıklarınıza uygundur. Bunun için diyette önemli noktalar vardır. En önemlisi motivasyondur önce bu sağlanmalıdır. Bir diğeri de diyetin hayata uyarlanmasıdır. Dediğim gibi siz diyete uymayın, diyet size uysun. Peki diyetin hayata uyarlanması nasıl olur, bu da ancak kişiyi tanımakla, oturup konuşmakla mümkündür. Kişinin alışveriş listesinden tutun nerede kimlerle yemek yediğine kadar, kan tahlillerinden tutun kronik hastalıklarına ve kullandığı ilaçlara varana kadar her şeyin sorgulanması ve böylece önce sorunun nerede olduğunun belirlenmesi gerekir. Sorun nerede?


  •  Alışveriş listenizde mi? Alışveriş sepetiniz en çok neyden oluşuyor; cips, çikolata, kola mı yoksa sebze, meyve, süt, yoğurt mu?
  •  Veya sorun pişirme yöntemlerinizde mi? Örneğin hep kızartma yöntemini mi tercih ediyorsunuz?
  •  Yoksa sorun yemek yeme saatlerinizde mi? Gece kalkıp yemek yeme alışkanlığınız mı var? Ya da geç uyanıyor kahvaltı yapmıyor ikindi vakitlerinde bir patlama yaşayıp geceye kadar kendini durduramıyor musunuz?
  •  Veya sorun yıllardır sizin de bilmediğiniz bir rahatsızlıktan mı? Bunlar da bizim istediğimiz kan tahlilleri yaptırıldığında açığa çıkabiliyor.
Bunlar gibi daha birçok şey sorgulanır, bir sorun varsa çözülür, doğru bilinen yanlışlar düzeltilir, beslenme alışkanlıkları iyileştirilir. Tüm bunlar diyetin önceki aşamasıdır ve bunlardan sonra kişiye özel olan diyet planlamasına geçilir. Diyet kişiye özel olarak, kişinin gereksinimlerine, alışkanlıklarına, imkânlarına ve isteklerine göre planlandığında işte o zaman uygulanabilir hale gelir. İşte o zaman diyet size uymuş olur siz diyete uymazsınız ve böylece zorlanmadan sıkılmadan sağlıklı kilo kayıpları sağlanmış olur.
DİYET KİŞİYE ÖZEL MİDİR? Evet, bu nokta çok önemli, diyet parmak izi gibidir mutlaka kişiye özel olmalıdır. Örneğin ablanıza göre hesaplanıp düzenlenen bir diyeti alıp uygulamak çok pratiktir ama iyi bir fikir değildir. Birinin kilo verdiği bir diyetle bir diğeri kilo alabilir, bu mümkündür. Çünkü bir enerji dengesi hesaplanmasıyla bir diyet oluşturulur. Bu hesaplamada cinsiyet, yaş, boy, ağırlık, ideal ağırlık, günlük aktivite her biri ayrı ayrı rol oynar ve böylece bir enerji değerine varılır. Ve takdir edersiniz ki bunlar herkes için farklıdır. Bunun için diyete ait hesaplamalar da herkes için farklıdır aynı şekilde menü planlaması da herkes için farklıdır. Herhangi bir sağlık kurumuna gidip elinize tutuşturulan bir listeyi uygulamak değildir diyet yapmak. Diyetin enerjisi aşağı yukarı uygun olsa bile menü önemli bir noktadır. O liste herkese veriliyor ama herkes o şartlarda olmadığı için ve alışkanlıkları aynı olmadığı için uygulanması mümkün olmuyor. Standart bir diyet yoktur, varsa da sonuçsuzdur. Bu noktada internetteki standart diyetler ve zayıflama yöntemleri de devreye giriyor. İlk yazımda bunlardan bahsetmiştim kaçırdıysanız dönüp okumanızı tavsiye ederim. Bu diyetlerin kişiye özel olmasını bırakın, bu diyetler ve yöntemler doğru kilo kaybı dahi sağlayamaz. Çünkü zayıflamanıza yardımcı olsa bile, hatta hızlı zayıflatsa bile bu doğru kilo kaybı değildir ve sağlığınıza da kötü etkileri mevcuttur. Hiçbiri bilimsel bir temele dayandırılamaz, kesinlikle kaçınılması gereklidir.
DOĞRU KİLO KAYBI NASIL OLMALI: Doğru kilo kaybı yavaş zayıflamayla mümkündür kesinlikle hızlı zayıflamadan kaçınmak gerekir. Vücudumuz su, yağ ve kas kütlesinden oluşur. Kilo aldıkça yağ kütlesi çok daha fazla artar. Kilo verirken de eğer yanlış yöntemler uygulanırsa kas ve su kütlesinden kayıplar gerçekleşir ama bu istenmeyen bir durumdur. Bunun için kilo verirken yağ kütlesinden vermek önemlidir. Böylece tekrar kilo alımı engellenmiş olur. Bu da haftada 500 gram ila 1 kilogram arasında bir değer kaybederek yavaş ve uzun süreli zayıflamayla mümkündür. Aksi takdirde ideal kilonuza düşseniz bile vücut yağ oranınız ideal değerler arasında olmaz. İdeal yağ oranı da kadınlar ve erkekler için farklıdır. Erkekler için kilonun %10-15’i iken bayanlar için %15-20’sidir.
PEKİ SON OLARAK SİZLERE TAVSİYELERİM NELERDİR?
Önce sorunun nerede olduğunu sorgulayın, doğru bildiğiniz yanlışlardan arının. Beslenme alışkanlıklarınızdaki yanlışlıkları fark edin ve düzeltmeye çalışın. Her birini hayatınıza oturtmaya çalışın. Mümkünse bir uzman desteği alın ve dediğim gibi siz diyete uymayın, diyet size uysun.


Sağlıklı bireyler olmak için sağlıklı tercihler yapmak şarttır, sağlıcakla kalın…